UYKU VE DOĞUM ( Esra Erkut Demiröz – Doula & Doğuma Hazırlık Eğitmeni)
Anne karnı tecrübesini bebek bakış açısı ile bize anlatır mısın? Bebek rahimde mutlu mu gerçekten?
Bebek rahimde mutlu mu? Güzel soru. Sanırım mutlu. Anne karnındaki hayat biraz değişik bence, orada tam anlamı ile aslında beden, zihin, ruh birbirine bağlantılı. Bir bütün olarak çalışıyor. Lakin annenin mutlu olup olmaması ile bebeğin mutlu olması birbiri ile orantılı. Standart, normal bir hamile düşünelim. Bebeğinizin ve kendi sağlığınız için düzenli besleniyorsunuz. Günlük fiziksel aktivitelerinizi yapıyorsunuz. Arada bir aklınıza geldikçe karnınızı okşuyorsunuz. Bebeğiniz ile iletişim halindesiniz. Mutlusunuz. Elbette hayat içinde kontrol edemediğimiz olaylar yaşanıyor, hayatın bir parçası. Bunlar ile nasıl başa çıkacağınızı da biliyorsunuz. Ciddi sorunlar, travma, fiziksel şiddet, alkol, sigara vs. yok.
Siz mutlusunuz, bebek de mutlu.
Anne karnında bebeği uyutan yok ama bebeklerin uyku gelişiminin rahimde başladığını, bebeklerin anne karnında uyuduğunu biliyoruz. Bunu nasıl açıklıyorsun?
Bence bebeğin kendi fizyolojik süreci bu. Doğal bir ortamda kendi rutini yaşıyor bebek. Dünyaya geldiğinde aslında beden, zihin ve ruh dengesi ile doğuyor. Ama dış dünyaya alışma sürecinde ve bizim de maalesef iyi niyetle ama farkında olmadan bazı yaptığımız şeyler bebeğin bu dengesini bozabiliyor. Bu noktada dış dünya ile uyumlanma başlıyor ve eminim ki bunun da bir zamanı var. o zaman geldiğinde de uyumu gerçekleşiyor ve biraz bu da fizyolojik bir süreç. Ama bu uyumlanma sürecinde bir takım problem demek istemiyorum ama bir takım şeyler yaşıyor. Bağlanma eksikliği, korkular, endişeler, kendini güvende hissedemem vb. benim uzmanlık alanım değil ama duyu bütünleme sorunları da burada ortaya çıktığında işte uyku problemleri başlıyor. Ebeveynin bebeği anlaması bu noktada çok önemli. Belki ebeveyn gerçekten ilk uyku sinyallerini fark edemedi ve sıkıntılar başladı. Halbuki yöntem, çözüm belki de çok basit. Bebeği anlamak çok önemli, onun ihtiyaçları doğrultusunda ona ilgi, sevgi, bakım vermek.
Hamilelik sürecinde birçok annenin uykuları bozuluyor. Bunun fiziksel / duygusal kaynakları ve çözüm önerilerin neler oluyor?
Evet, hamilelik süresinde uyku düzenimiz değişebiliyor. Fiziksel kaynakları olması çok doğal, beden değişiyor; içimizde bir canlı taşıyoruz. Beden ağırlaşabiliyor. Bunun için yapılabilecek çok şey yok aslında. Düzenli egzersiz çok önemli, pilates yada yoga. Rahat bir yatak, rahat bir yastık. İşin duygusal boyutu sebebi ile uykusuzluk çeken anneler bazen bunun duygusal kaynaklı olduğunu bile farkında olamayabiliyorlar. Çok enteresan tam da bu sorunun cevabını verebileceğim bir durum yaşadık geçenlerde. Doğuma hazırlık eğitimime gelen bir anne çok ciddi uykusuzluk problemi yaşıyormuş. Sabahın erken saatlerinde uyandıktan sonra hiçbir şekilde geri uykuya dalamıyormuş. Bunu da özellikle belirtmişti. Gün içinde eğitim şöyle akıyor, doğumu fizyolojisini konuşuyoruz. Annenin doğum sırasında salgıladığı hormonlar, bebeğin ve annenin ihtiyaçları, vajinal doğum, ağrı ile başetme, aslında ben eğitimde ona ağrı demiyorum. Dolayısı ile aslında halk dilinde yaygın olan doğumdaki ağrı kelimesini nasıl zihnimizde değiştirebileceğimizi konuşuyoruz. Algı hislerimizi değiştirir. Bol nefes çalışmalı ve derin gevşeme pratikli bir gün geçiyoruz. Ertesi gün eğitime geldiğinde, gece deliksiz uyduğunu söyledi. Zihnimde aslında bazı şeyleri nasıl problem ettiysem ki farkında değilim, hislerim değişmiş olmalı ki çok rahat uyudum dedi. Bir rahatlama vardı üstünde. Ben şu şekilde özetlemek isterim; korkunun, endişenin panzehri bilgidir. Uyku sorunu yaşayan annemiz, doğum hakkında aldığı bilgi ile, bir de nefes çalışması ve derin gevşeme pratikleri ile tamamen algısını değiştirdi, dolaylı olarak da hisleri değişti. Ve bir rahatlama geldi. Güzel güzel uyudu.
Bebeğin doğumunu genelde anne bakış açısı ile dinleyemeye alışığız. Bebek için doğum ne demek? Bebek doğumu nasıl bir tecrübe olarak yaşıyor sence?
Bebeğin doğumunu gerçekten hipnotize edilmiş bir ayetişinden duymak isterim. Daha önce okuduğum bir kitap var, beni çok etkilemişti. Dr. David Chamberlain- Bebeğinizin Olağanüstü Zihni. Kitabın bir bölümünde hipnotize edilmiş yetişkinler doğum anlarına dönüyor. Ve o sırada yaşadıkları duyguları aktarıyor. Gerçekten çok etkileyici. Bugün çoğumuz biliyor ki, bebek anne karnında da, doğumda da birçok şeyi hatırlıyor. Sağolsun bilim ve psikoloji bize güzel ve etkileyici kaynaklar sunuyor bu noktada.
Bebeklerin ne kadar iyi öğrendiğini ve öğrenmenin hafıza ile ilerlediğini bildiğimize göre, doğum anının da hatırlanabilir olduğunu kabul etmek daha anlaşılır.
Her bebek doğumu farklı tecrübe eder, kimi vajinal doğum, kimi sezaryen doğum. Ama burada tek başına doğum şekli önemli değildir. Doğdunuz sırada nasıl karşılandığınız, ne tür müdahele ve ilaca maruz kaldığı da çok önemli. Kitap da özellikle belirtilen bir konu vardı ki beni çok etkilemiş ve bir nebze de rahatlatmıştı. Her bebek psikolojik sorunlar ile doğmaz. Gelişine mutlu olunan, hamilelik süresince sevilen, sevgi dolu bir ortama doğan bebeklerin hayata daha pozitif başladığını vurguluyordu.
Bebekler doğum anındaki deneyimlerini, doktor-hemşire tutumlarını, ebeveynlerinin ne yaptıklarını ve hatta ne söylediklerini farkındalar. O sebeple şiddetsiz doğum çok kıymetli, ebeveynleri ile özellikle anneleri ile ten teması hatta mümkünse kesintisiz ten teması yaşamaları önemli. İlave olarak doğum sonrası süreç içerisinde de sevgi ve şefkatle bebeğe sarılmak kötü doğum anılarını silecektir.
Hamilelik sürecinde anneler bebeklerinin uyku süreçlerine ne kadar hazırlanıyorlar?
Gözlemlediğim kadarı ile herhangi bir hazırlık süreci yok. Uyusun da büyüsün görüşü kapsamında aslında hep uyuyacaklarını düşünüyorlar. Bebeğin haftasına/ayına göre ne kadar uykuya ihtiyacı olduğunu takip eden ebeveynlerimiz de elbette var. Ama bilmeyen ebeveyn sanırım daha çoktur. Bence buradaki konu bebek ne kadar uyur, uyumaz bilmek gerekiyor. Ben hatırlıyorum yabancı bir blog’dan takip etmiştim, hatta 3-4-5 yaşlarında bile günlük uyku ihtiyacını izlediğim oluyordu. Benim burada naçizane önerim aslında şu, eğitimlerimde de özellikle vurguluyorum. Bir bebeğin uyku problemi yaşamasının birçok sebebi olabilir. Anne kaynaklı, baba kaynaklı, bağlanma kaynaklı, duyu bütünleme kaynaklı, sizin bunları anlama şansınız olamayabilir. O sebeple mutlaka bir psikolog görüşü almanız çok önemli. Birbirini tekrar eden uyku sorununda ya da sorunlarında mutlaka psikolog gözlemi çok önemli. Daha önce de ifade ettim, tekrar söylemek isterim. Her noktada bebeği anlamak, bebeği okumak çok önemli; onun ihtiyaçları doğrultusunda ona ilgi, sevgi, bakım vermek.
Uzun zamandır bebek bekleyen aileler ile çalışıyorsun. Normal bebek uykusu konusunda ailelerin farkındalığı ve bebeklerinin uykularına dair beklentileri nasıl?
Özel bir beklenti yok aslında. Bence burada olası yaşayabilecekleri kendi uykusuzluk sorunlarına odaklanıyorlar. Yani evet, gece uyku düzenimiz olmayacak, bebeğimiz uyanacak ve emmek isteyecek. Aslında bir düzen her zaman var. Düzensizliğin düzeni! Buna da “yeni düzen” demek lazım. İlk aylarda ortalama iki-üç saatte bir emmek, beslenmek isteyecek bebek. Beslendikten sonra uykusuna devam edebilir de etmeyebilir de. Gene burada karşımıza bebeği anlamak, okumak geliyor. Doğum öncesi hazırlıklarda genelde doğuma odaklı bir hazırlanma süreci var. Okunan kitaplar bile buna göre şekilleniyor, gidilecek eğitimler vs. Ben kendi uzmanlık alanımda hem doğumda hem de doğum sonrası süreç için bir eğitim veriyorum. Bebeğin uykusu konusunda ebeveynleri mutlaka konunun uzmanlarına yönlendiriyorum. Bu uzmanların yazılarını okumaları, belki videolarını izlemeyeli ve ilgili kitapları, kaynakları okuyup, takip etmelerini öneriyorum. Konumuz hep bebeği anlamak konusuna geliyor ama önemli. Elbette anlayamayacakları bazı farklı durumlar olabilir, bu noktada da doğru zamanda doğru kişiden destek önemli. Ailelerin bu konuda bir hazırlıkları, farkındalıkları maalesef gebelik süresince yok. Bebek dünyaya geldikten sonra farkındalık gelişmeye başlıyor. Beklenti doğal olarak, temenni şeklinde. İnşallah bebeğimiz uyku sorunu yaşamaz, inşallah onu uyutabilirim konusuna geliyor.